Bir kavram kargaşası almış başını gitmektedir, ülkenin başbakanı da epistemolojiden bahsetmektedir...
Epistemoloji diyerek çıtayı mı yükseltti, yoksa eline yüzüne mı bulaştırdı bilmiyorum. Bunu zaman gösterecek!
Konu AK SARAY denen yapı ile alakalı... Kimileri bunun, ABD'nin bir numaralı devlet binası olan The White House'a (Beyaz Saray) özenilerek adlandırıldıldığını söylemektedir. Bu Kısmen doğru olabilir ama benim dikkatimi çeket konu biraz farklı.
Öncelikle The White House adının nerden geldiğini tam kestirirsek, sonuca daha kolay yaklaşabiliriz kanaatindeyim.
Öncelikle Tarihte bu isimlendirmenin kaynağı var mı diye bakmalıyız, ki var; o da, Hazarlar'ın, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğun'dan sonra dünyada ikinci küresel güç oldukları dönemde inşa edilmil Sarkel diye bir yapının varlığını görmekteyiz (Sarkel, hazarcada beyaz saray demek). Bu yapı, Vikinglerin uzantısı olan istilacı rus boylarının güneye inişini kesmek, orta asya'dan gelen oğuz ve diğer boyların geçişini kontrol etmek ve yükselmekte olan islam uygarlığının kuzeye çıkışını engellemek için Bizans/Hazar ortak yapımı bir kaleydi. Aslında kalenin inşasında Hazarların emeği çok daha fazladır ama stratejik ortağı (BOP gibi!) Bizans'ın maddi ve mimari desteği de göz ardı edilemez.
İslam kaynaklarında, Cabir bin Semure'dan rivayet edilerek. Peygamberin şöyle buyurduğu rivayet edilir:
"Müslümanlardan bir çetecik beyaz evi fethedeceklerdir." (Müslim, İmare: 10, N: 1822)
Bu hadis, Konstantiniyye'nin (İstanbul) fethedileceğine dair hadis rivayetine göre çok daha sahihtir. Zaten Hadislerin kayıda geçtiği dönem ile Beyaz Saray'ın (Sarkel) faaliyette olduğu dönem çağdaştır. Bu hadisi çoğu romantik müslüman ABD'deki Beyaz Saray'ın fethine yormaktadır, oysa dediğim gibi, tarihte, üstelik hadisler kayda geçtiği dönemde dünya genelinde çok büyük nam yapmış Hazarlar'ın Sarkel diye adlandırdığı yapıya yormak çok daha akılcı olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti'ndeki AK SARAY'a gelince, bilmemiz gereken bir konu daha var. O da, dış dünyada, özellikle yahudiliğin etkin olduğu coğrafyalarda kullanılan Kızıl Türkler ifadesidir, bu ifade zaman zaman Kızıl Museviler olarak da kullanılmaktadır. Bu ifade ilk olarak Hazarlar için kullanılmaktaydı ve Hazarlar tarih sahnesinden silindikten sonra Hazarlarla ilişkili devlet erkanı için kullanılmaya devam edilmiştir. Dolayısıyla Hazarların en stratejik yapısı Sarkel (Beyaz Ev/Saray) olması hasebiyle ilişkinin boyutları kestirilebilmektedir.
AKP içinde değişmez elemanlar ile gruba sonradan katılan ve 1 numara olan Ahmet Davutoğlu'nun, Hazarların etkin olduğu coğrafyaya dayanan köklerinin olduğu iddiaları malumdur. Ülkemizin Cumhurbaşkanı ve AKP'yi uzun yıllar tek başına sırtlayan CB R.T. Erdoğan'ın Kafkas kökenliği olduğu da bilinmektedir ama bu bilgi ile onu Kızıl Türkler'den görmek çok net değildir.
Kurucuları Kızıl Musevilere dayanan ve Rus Çarlığını Kızıl Devrim ile yıkan Kızılordu gibi nice "Kızıl" tanımlamayla anılan Sovyet İmparatorluğunun kurucuları ve fikir babalarını da bu minvalle incelediğimizde manidar bir konuyla karşılaşmaktayız ama daha da manidar olanı, 'onlardan' olmayan Josef Stalin'in onların her birini alt edip imparatorluğun başında tek adam olmasıydı.
Bu konu ise ancak Siyonist yapılanmayla izah edilebilir. Çünkü Yahudiliğin olmazsa olmazı olan sermayenin üstün tutulmasıydı ve böylece Kızıl Museviler üzerinden Avrupa'nın küresel dünyaya olan etkisi Nazi kurgusuyla bastırılmış ve yine kurgunun bir parçası olabilecek Stalin vasıtasıyla da Slav ve Türk kökenli ulusların milliyetçi kökenleri Stalin tarafından ayaklar altına alınmıştı. Tüm bunların karşısında ise, Küresel güç olarak birdenbire yükselmiş Amerikan İmparatorluğu ve Avrupalı ulusların gözetiminde kurulmuş İsrail Devleti ortaya çıkmıştır.
Bence bu AK SARAY ifadesi, benzer kurguların günümüzde de var olduğunu ve yapılmaya devam edildiğini gösterebilecek bir işarettir. İşte bu tür figürler üzerinden figüran analizi yapmak mümkün olabilecektir.
Umarım bir gruba göre düşünce suçu işlememişimdir.
vesselam.
Epistemoloji diyerek çıtayı mı yükseltti, yoksa eline yüzüne mı bulaştırdı bilmiyorum. Bunu zaman gösterecek!
Konu AK SARAY denen yapı ile alakalı... Kimileri bunun, ABD'nin bir numaralı devlet binası olan The White House'a (Beyaz Saray) özenilerek adlandırıldıldığını söylemektedir. Bu Kısmen doğru olabilir ama benim dikkatimi çeket konu biraz farklı.
Öncelikle The White House adının nerden geldiğini tam kestirirsek, sonuca daha kolay yaklaşabiliriz kanaatindeyim.
Öncelikle Tarihte bu isimlendirmenin kaynağı var mı diye bakmalıyız, ki var; o da, Hazarlar'ın, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğun'dan sonra dünyada ikinci küresel güç oldukları dönemde inşa edilmil Sarkel diye bir yapının varlığını görmekteyiz (Sarkel, hazarcada beyaz saray demek). Bu yapı, Vikinglerin uzantısı olan istilacı rus boylarının güneye inişini kesmek, orta asya'dan gelen oğuz ve diğer boyların geçişini kontrol etmek ve yükselmekte olan islam uygarlığının kuzeye çıkışını engellemek için Bizans/Hazar ortak yapımı bir kaleydi. Aslında kalenin inşasında Hazarların emeği çok daha fazladır ama stratejik ortağı (BOP gibi!) Bizans'ın maddi ve mimari desteği de göz ardı edilemez.
İslam kaynaklarında, Cabir bin Semure'dan rivayet edilerek. Peygamberin şöyle buyurduğu rivayet edilir:
"Müslümanlardan bir çetecik beyaz evi fethedeceklerdir." (Müslim, İmare: 10, N: 1822)
Bu hadis, Konstantiniyye'nin (İstanbul) fethedileceğine dair hadis rivayetine göre çok daha sahihtir. Zaten Hadislerin kayıda geçtiği dönem ile Beyaz Saray'ın (Sarkel) faaliyette olduğu dönem çağdaştır. Bu hadisi çoğu romantik müslüman ABD'deki Beyaz Saray'ın fethine yormaktadır, oysa dediğim gibi, tarihte, üstelik hadisler kayda geçtiği dönemde dünya genelinde çok büyük nam yapmış Hazarlar'ın Sarkel diye adlandırdığı yapıya yormak çok daha akılcı olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti'ndeki AK SARAY'a gelince, bilmemiz gereken bir konu daha var. O da, dış dünyada, özellikle yahudiliğin etkin olduğu coğrafyalarda kullanılan Kızıl Türkler ifadesidir, bu ifade zaman zaman Kızıl Museviler olarak da kullanılmaktadır. Bu ifade ilk olarak Hazarlar için kullanılmaktaydı ve Hazarlar tarih sahnesinden silindikten sonra Hazarlarla ilişkili devlet erkanı için kullanılmaya devam edilmiştir. Dolayısıyla Hazarların en stratejik yapısı Sarkel (Beyaz Ev/Saray) olması hasebiyle ilişkinin boyutları kestirilebilmektedir.
AKP içinde değişmez elemanlar ile gruba sonradan katılan ve 1 numara olan Ahmet Davutoğlu'nun, Hazarların etkin olduğu coğrafyaya dayanan köklerinin olduğu iddiaları malumdur. Ülkemizin Cumhurbaşkanı ve AKP'yi uzun yıllar tek başına sırtlayan CB R.T. Erdoğan'ın Kafkas kökenliği olduğu da bilinmektedir ama bu bilgi ile onu Kızıl Türkler'den görmek çok net değildir.
Kurucuları Kızıl Musevilere dayanan ve Rus Çarlığını Kızıl Devrim ile yıkan Kızılordu gibi nice "Kızıl" tanımlamayla anılan Sovyet İmparatorluğunun kurucuları ve fikir babalarını da bu minvalle incelediğimizde manidar bir konuyla karşılaşmaktayız ama daha da manidar olanı, 'onlardan' olmayan Josef Stalin'in onların her birini alt edip imparatorluğun başında tek adam olmasıydı.
Bu konu ise ancak Siyonist yapılanmayla izah edilebilir. Çünkü Yahudiliğin olmazsa olmazı olan sermayenin üstün tutulmasıydı ve böylece Kızıl Museviler üzerinden Avrupa'nın küresel dünyaya olan etkisi Nazi kurgusuyla bastırılmış ve yine kurgunun bir parçası olabilecek Stalin vasıtasıyla da Slav ve Türk kökenli ulusların milliyetçi kökenleri Stalin tarafından ayaklar altına alınmıştı. Tüm bunların karşısında ise, Küresel güç olarak birdenbire yükselmiş Amerikan İmparatorluğu ve Avrupalı ulusların gözetiminde kurulmuş İsrail Devleti ortaya çıkmıştır.
Bence bu AK SARAY ifadesi, benzer kurguların günümüzde de var olduğunu ve yapılmaya devam edildiğini gösterebilecek bir işarettir. İşte bu tür figürler üzerinden figüran analizi yapmak mümkün olabilecektir.
Umarım bir gruba göre düşünce suçu işlememişimdir.
vesselam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne düşünüyorsun... Paylaşmak İster misin?